SAKININ,
insanlara salâhınızı onların önünde gösteriş için yapmayın; yoksa göklerde olan
Babanızın önünde karşılığınız olmaz.
2.
İmdi, sen sadaka verdiğin zaman, ikiyüzlü adamların insanlardan hürmet görmek
için, havralarda ve sokaklarda yaptıkları gibi, önünde boru öttürme. Doğrusu
size derim: Onlar karşılıklarını aldılar.
3.
Fakat sadaka verdiğin zaman, sol elin sağ elinin ne yaptığını bilmesin de,
4.
sadakan gizlide olsun; gizlide gören Baban da sana ödiyecektir.
5.
Dua ettiğiniz zaman da ikiyüzlüler gibi olmayın; çünkü insanlar kendilerini
görsünler diye, havralarda ve köşe başlarında durup dua etmeği severler.
Doğrusu size derim: Onlar karşılıklarını aldılar.
6.
Fakat sen dua ettiğin zaman, kendi iç odana gir, ve kapını kapıyarak gizlide
olan Babana dua et; gizlide gören Baban sana ödiyecektir.
7.
Dua ederken putperestlerin ettiği gibi boş tekrarlar yapmayın; zira onlar
sanırlar ki, çok söylemelerile işitilecekler.
8.
Bundan dolayı, onlara benzemeyin; çünkü Babanız nelere ihtiyacınız olduğunu siz
ondan dilemeden önce bilir.
9.
İmdi siz şöyle dua edin:
Ey
göklerde olan Babamız,
İsmin
mukaddes olsun;
10.
Melekûtun gelsin;
Gökte
olduğu gibi yerde de senin iraden olsun;
11.
Gündelik ekmeğimizi bize bugün ver;
12.
Ve bize borçlu olanlara bağışladığımız gibi, bizim borçlarımızı bize bağışla;
13.
Ve bizi iğvaya götürme, fakat bizi şerirden kurtar;
Çünkü
melekût ve kudret ve izzet ebedlere kadar senindir. Amin.
14.
Çünkü insanlara suçlarını bağışlarsanız, semavî Babanız da size bağışlar.
15.
Fakat siz insanlara suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı
bağışlamaz.
16.
Ve oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın; zira onlar oruç
tuttuklarını insanlar görsünler diye, suratlarını asarlar. Doğrusu size derim:
Onlar karşılıklarını aldılar.
17.
Fakat sen oruç tuttuğun zaman, başına yağ sür, ve yüzünü yıka;
18.
ta ki, insanlara değil, gizlide olan Babana oruçlu görünesin; ve gizlide gören
Baban sana ödiyecektir.
19.
Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin ki, orada güve ve pas yiyip bozar;
ve orada hırsızlar delip girerler ve çalarlar.
20.
Fakat kendinize gökte hazineler biriktirin ki, orada ne güve ne de pas yiyip
bozar, ve hırsızlar orada ne delerler, ne de çalarlar.
21.
Çünkü hazinen nerede ise, yüreğin de orada olacaktır.
22.
Bedenin ışığı gözdür; imdi, gözün saf olursa, bütün bedenin aydın olur.
23.
Fakat gözün kötü olursa, bütün bedenin karanlık olur. İmdi, sendeki ışık
karanlıksa, o karanlık ne büyüktür!
24.
Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez; çünkü ya birinden nefret eder ve ötekini
sever, yahut da birini tutar, ötekini hor görür. Siz Allaha ve mammona* kulluk
edemezsiniz.
25.
Bunun için size diyorum: Ne yiyeceksiniz, yahut ne içeceksiniz diye hayatınız
için, ne giyeceksiniz diye bedeniniz için de kaygı çekmeyin. Hayat yiyecekten
ve beden giyecekten daha üstün değil midir?
26.
Gökün kuşlarına bakın, onlar ne ekerler, ne biçerler, ne de ambarlara
toplarlar; ve semavî Babanız onları besler. Siz onlardan daha değerli değil
misiniz?
27.
Ve sizden kim kaygı çekmekle boyunun ölçüsüne bir arşın katabilir?
28.
Ve niçin esvaptan ötürü kaygı çekiyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl
büyüdüklerine iyi bakın; ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler;
29.
size derim: Süleyman bile, bütün izzetinde bunlardan biri gibi giyinmiş
değildi.
30.
Fakat bugün mevcut olup yarın fırına atılan kır otunu Allah böyle giydirirse,
sizi daha çok giydirmez mi, ey az imanlılar?
31.
İmdi: Ne yiyeceğiz? yahut: Ne içeceğiz? yahut: Ne giyeceğiz? diye kaygı
çekmeyin.
32.
Çünkü Milletler* bütün bu şeyleri ararlar; çünkü semavî Babanız bütün bu
şeylere muhtaç olduğunuzu bilir.
33.
Fakat önce onun melekûtunu ve salâhını arayın; ve bütün bu şeyler size
artırılacaktır.
34.
Bundan dolayı, yarın için kaygı çekmeyin; zira yarınki gün kendisi için kaygı
çekecektir. Kendi derdi güne yeter.
*Zenginlik.
*İsrail
kavmından gayri olan bütün milletler.